27 Nisan 2011 Çarşamba

BORNOZ RİSKİ



En baştan da başlasak konuşmaya, ortasından da dalsak hatta bitireceğimiz yere bile gelmiş olsak aynı şeyi konuşuyoruz. Aynı şeyi konuşacağız.

Son günlerde fazla düşünüyorum bir şeyleri. Bundan hoşlanmıyorum. "Tamam, bitti" dediklerimi geri getiriyorum kafamın içinde. Hayaletim hiç eksik olmuyor maşallah! Sonra onları kovalayım diye başka şeylere sarıyorum, daha beter oluyor işler. Ama en komiği, ben tam sarmanın ortasındayken onlar da gayet varlık olarak beliriveriyorlar bir yerlerde. Buyur buradan yak! Rahat bırakmam lazım kendimi, bir bunu biliyorum. Her şeyin sağını, solunu tartmaktan, muhasebesini yapmaktan vazgeçmem gerekiyor. Olan neyse olan o, benim de bunu kabul etmem gerekiyor. Kadın olmanın gereklerinden biridir normalde her söylenenin altında başka bir laf aramak, her hareketten anlam çıkarmak. O yüzdendir ki, iki kadın, bir adamın bir saniyesini alan bir kaş kaldırma hareketi üzerine yaklaşık dört saat yorum yapabilir. O hareketi yaparken aslında ne yapmak istediğini o adama söylesek her halde dumur olur. Ki büyük ihtimalle alnı kaşındığı için kaşını kaldırmış bile olabilir.

En eskisinden en yenisine kadar hikayelerin hepsi aynı güzergahta işliyor.

İlk günden beri ona kendimi anlatmaya çalışMıyorum. Çalışmıyorum çünkü ben kimseye kendimi anlatmak istemiyorum. Anlatacak bir şey de yok ki anasını satayım! Her şey ortada... Hem anlamak istiyorsa o anlasın. Ben zaten çok zor değilim. Ha ama şu var; bazı yönlerden göründüğümden daha karışığım. Bir şeyleri sürekli basite alma çabam da o karışıklık zaten. Karman çorman olmaya o kadar müsatim ki; her şeyi bu kadar basit tutma derdim tamamen bu yüzden. Bana kurulan herhangi bir cümleden öykü yazabilirim. Herhangi bir bakıştan; gecelerce uyumadan hemen önce ve sabahlarca uyanır uyanmaz aklıma getireceğim resimler çizebilirim. Hayır, daha önce yaptım ondan biliyorum.
İlk günden beri onu anlamaya da çalışMıyorum. Çalışmıyorum çünkü anlamamı istediği kadarını anlatıyor zaten. E anlattıklarını da anlıyorum zaten. Zaten zaten... Anlamadığımı ya da anlamayacağımı sandıklarını ise ona bırakıyorum. Kendimi paralayarak "ben hepsini anlayabilirim" konuşmaları yapmıyorum artık. Yaptım da ne oldu daha önce? Anladığımı sandıklarımı bile yanlış anladığımı fark ettirdiler bana sadece.

En tuhafı bir şey olacakmış gibi dursa da hiç bir şey olmayacağını bildiğiniz durumlardır.

Bu "kayan eksen" muhabbeti bana hiç yardımcı olmadı. Bornoz falan da giymeyeceğim bundan sonra ben, çok riskli.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder