5 Eylül 2011 Pazartesi

YOK, ETME!

Rabbim biliyorda kanat vermiyor. Yoksa uçacağım gideceğim açık camlardan. (bkz: iyi ki dönmüşüm yolun başından)
Rakıdandır belki, belki de beyaz leblebiden. Anlamlandırmada ki rekorumu kırarcasına nefret etmek istiyorum beyaz leblebiden ama annem çok sever, edemiyorum. Belki de sadece 1 saatlik uyku ile yine bal kabağı olmakla ilgilidir. Belki de tamamen ilgisizdir. Çok konuştum ben bugün yine. Dinleyen oldu, dinlemeyen oldu. Çok anlatasım vardı, çok anlatacağım. Dinleyeceği yoktu. Ben her cümleyi yine de iki kere kurdum; biri içimden. Zaten duyacağı yoktu. Kaçıyor, uçuyor, gidiyor diyeceğim; tutacağı yok ki...

"aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun, etme... "


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder