11 Aralık 2011 Pazar

ARAGORN, ÖRDEK YER Mİ?


 Evi 7.katta olduğu halde asansörle 9.kata çıkan, yıllardır gittiği barın sokağını hala ilk seferde doğru bulamayan, mutfağa gidince ilk üç saniye oraya ne almak için geldiğini düşünen bir insandan tabi ki çok sağlıklı kararlar vermesini beklememek lazım. Aslında bence karar vermesini beklememek lazım. Ehliyetimi elimden alıp bana bir vasi atayabilirler mesela. Böylece her şeyin sorumluluğunu da ona atabilirim.
Hakkında konuşmak isteyip istemediğime bir türlü karar veremediğim ve bu yüzden beklettiğim bazı konu başlıkları var. Artık konuşabileceğim bir muhatabı kalmadığı için mecburen kapatılmış konular var. Şahsen çok fena küfretmek istediğim, suratlarına bağırmaktan öte höykürmek istediğim hatta bazlarına basbaya tokat atmak istediğim insanlar bunlar ama işte, bağlantımız kalmadı, yazık oldu. Benim eleman, vasi miydi neydi, o bu işlere de baksa mesela. Şu dizilerde ki baş karakterin en yakınında ki adam, sağ kolu falan olan hani, hah işte tam ondan lazım. Don Kişot'un yanında ki Sanço Panza, Monte Cristo Kontu'nun yanında ki Farria (Ezel'in yanında ki Reyizzz), Hannah Montana'nın babası, Bruce Wayne'in yanında ki Alfred, Tony Stark'ın Pepper'ı falan gibi biri lazım. Sanayiye gidip tornaya versem yaparlar belki çünkü sokaktan bulmak daha zor. Aynı tornacıdan hayatmın erkeği için de: Tony Stark, Aragorn, Mr. Darcy, Behzat Ç. kırması bir şey isteyebilirim ki bu durumda alkolik, sorunlu, aşırı kibirli, çok zengin, malikanesine atıyla giderken kılıcını çekip "saçmalayın la" diye bağıran bir kral soyuyla evleneceğim demektir.
Adam gelip malikanenin kapısını bir hışımla açar, masada ki Bomonti şişesini kafasına diker ve bana dönüp "yemekte ne var la?" der. Ben de kendisine tabakta yatan ördeği işaret ederek "portakallı pekin" var derim. O da olanca kibiriyle bana bir şey demek için ağzını açar, sonra vaz geçer, sonra yine açar, sonra durur. En sonunda beni kolumdan hızlıca kendisine doğru çekerken diğer eliyle masanın örtüsünü masadan çeker. Beni belimden kavradığı gibi hoooop kes! Beyaz dizi romanı gibi oldu ama Postacı Kapıyı İki Kere Çalar'a bağlanmak üzere, duralım.
Ya demek istediğim ki pek bir şey demek istediğim yok aslında, sadece kızgın olduğum şeyler ve kişiler var, o yüzden öyle kendi kendime saçmalıyorum. Hem öyle bir erkekte yok zaten. Ayrıca ben ördek yenmesine karşıyım. O kadar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder