11 Kasım 2012 Pazar

KATMANDU NERENİN BAŞKENTİ?




Bir cephedeki çatışma sona erse de savaş devam eder.

Birbirinden bağımsız ya da belki de bağımlı, farklı kulvarlarda devam eden çatışmaların bazıları, otuz yaş sınırında bitti. Bazıları cephane yetersizliği nedeniyle bitirildi. Bazı cephelerse büyük bir gürültüyle düştü. Ama savaş bitmedi.
Benim kendimle savaşım bitemedi. Yaşımdan, başımdan, boyumdan, posumdan, bir türlü uzamayan saçlarımdan, kırmızı ojeli tırnaklarımdan, kaşımdaki piercing burnumdaki hızmadan, herşeyimden bağımsız ve herşeyime rağmen bazı gediklerim kapanmadı. Bazı eksikliklerim tamamlanmadı. En ve daha fenası, bazı eksiklerin hep eksik kalacağını öğrenmem oldu.
Okuyamadığım kitaplar yeni yazılanlar sayesinde yığınlar olarak artarken, ben hala hangi nehrin hangi kolunun  hangi denize döküldüğünü bilmiyorum. Katmandu, Nepal'in başkenti olabilir ama bu bazen yeterli olmuyor.
Hayatımdaki tek müşkülpesentliğin bilgi eksikliği olduğu zamanlarda daha mutlu olmam gerekirdi belki ama olamıyorum.
Bizlere içinde yetiştiğimiz aileler bir misyonmuşcasına okumayı öğrettiler. Dört yaşında başladığım bu eylemi bugüne kadar bir şekilde getirdim. Evimdeki kitaplıklardan biri ailemden, diğerini ise ben doldurmaya çalışıyorum. Ama hala saymaya kalkıştığımda bir koca liste halinde okunmamış kitaplar diziliyor önüme. Söylemeye utandıracak yarım bırakılmış kitapları saymıyorum bile. Ah yıl olmuş 2012, Sabahattin Ali'yi yeni keşfetmişiz. Sonra da yeni nesle verip veriştiriyoruz utanmadan. Buradaki biz, benim; alınmayın.
Bütün maneviyatı yüksek adamlar "birine laf etmeden önce dön de bir kendine bak" der ya; haklılar anasını satayım! Bugün ben, Avrasya Maratonu için "bütün yolları kapamışlar, ne varsa sanki, ayghh ne saçma şey" diye burun kıvıran ergen kızın sığlığı karşısında sinirlenip; sunturlu küfürler sıralasam da durup kendime de bir bakmalıyım sanırım.
Ama en azından Tanrı bana bazı şeyleri yaşayarak, görerek öğrenme lüksünü verdi. Verdi de böylece zamandan kazandım.
Birbirinden kopuk ve dağınık yüzlerce şey biliyorum ama onları bir araya toparlayamıyorum. Kafamın içi, sadece başlıklarını bildiğim bir kitap gibi. Ayrıntılara girmeye ihtiyacım var ve ne yazık ki bunun müşkülpesentliği huzursuz etmekten başka bir şeye yaramıyor.

Demem o ki savaş devam ediyor. Kapananların yerine açılan yeni cephelerde...


1 yorum:

  1. Kendine haksızlık ediyorsun.. Tanrı seni mükemmel yarattı.. ve sen tanrının seni yarattığı gibisin.. bedeninde güvendesin ve tanrıya yaraşır şekilde harikasın.. bizler insan deneyimi yaşamaya gelmiş ruhani varlıklarız ve insanlıkta böyle birşey işte.. kabul et.. sev.. deneyimle ve tadını çıkar..

    YanıtlaSil