15 Ocak 2014 Çarşamba

MANİDAR YAZI



Duble yollar... Ulan ne yolmuş diyesi geliyor insanın. Sanırsın dünya üzerinden gidiş-geliş ayrılmış, birden fazla şeritli tek yol bizde.

Köprüler, köprülerimiz... İstanbul, İstanbul olalı böyle talan görmedi. Bazen sırf sağa sola site yapılabilsin, iki rezidans fazladan dikilebilsin diye köprü yapıyorlar diye düşünüyorum. Hayır, suyun altından tünel geçirip "asrın projesi" ile rüştünü ispatlamaya çalışan bir belediyenin kıçı kırık standart bir köprü ile ne işi olabilir ki?
O da değilse köprü manzarasına doyumsuzluk olabilir. Elimizdeki iki köprüyü de Adana pavyonları gibi şıkır şıkır ışığa boğduk ama yetmemiş olabilir. Bildiğiniz üzere bizde "yetmez ama evet" çi camia küçümsenmeyecek kadar az. Gerçi şimdi evet dedikleri onları küçümsüyor o ayrı mesele.

Ve tabi hava alanı... Dünyada hava alanı kıskanılan tek ülkeyiz. Hem de Avrupa tarafından. Şahsen Avrupa'da pek çok hava alanı görecek kadar şansım oldu ama bu dünyada bi hava alanı kıskanacak olsam, -gördüklerim içinde- sadece Dubai hava alanı olurdu. Atatürk'le Sabiha Gökçen'i toplayın, üzerine de Adnan Menderes'i ekleyin. Bir de ortasından şelale akıp palmiye dikerseniz tamam, işte Dubai hava alanı.
Da Avrupa'nın işi gücü kalmadı, Avrupa birliği sorunları, Euro, ekonomik krizler, İzlanda'nın sıkıcılığı bitti; senin hava alanın kaldı. Zaten kendileri kullanmıyor di mi? Hiç gelmiyorlar İstanbul'a di mi? İşlerini kolaylaştıracak, tatillerini rahatlatacak hava alanı isterler mi? Kendileri de yapamıyorlar zaten hava alanı. Çin'den alıyorlarmış, yazık!

Bütün bunların zamanlaması o kadar manidar ki; kendileri manasını yitirmiş. Yoksa bakınca bu kadar manasız gelmezdi. Öyle değil mi?


 

1 yorum: